Proses

Sanayide enerjinin kullanıldığı prosesler, ilgili üretim için gerekli ekipman ve hatlara göre farklılık gösterir. Bazı proseslerde yüksek miktarda ısı, bazılarında ise yüksek miktarda elektrik kullanımı söz konusudur. Kimi üretim biçimlerinde, tek bir ürünü üretmek için farklı proseslerin (pişirme-şekil verme-kurutma veya ergitme-kalıplama-haddeleme-tavlama vb.) arka arkaya uygulanması gerekmekte, bazılarında ise benzer adımlar farklı hatlar boyunca tekrarlanmaktadır. Bazı proseslerde ise (cam ve kâğıt sektörlerinde olduğu gibi) kontinu (kesiksiz-bitimli) üretim veya bütünleşik hatlar söz konusudur. Üretim biçimi ne olursa olsun, enerji verimliliği analizleri için öncelikle prosesin bir bütün olarak ele alınması ve daha sonra prosesi oluşturan aşamaların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

Üretim zincirinin herhangi bir aşamasında tespit edilen bir enerji verimliliği fırsatının, zincirin tümüne olan etkileri dikkate alınarak değerlendirilmesi esastır. Eğer bahse konu tezgâhta/noktada/alanda/hatta yapılacak iyileştirme; zincirin tümünde bir aksamaya, verim düşmesine ya da genel anlamda üretimin olumsuz yönde etkilenmesine yol açacaksa, bu fırsat göz ardı edilmelidir. Ancak bu ihtimal genellikle sık rastlanan bir durum değildir.

Prosesin enerji verimliliği perspektifiyle değerlendirilmesi için, enerji konularındaki uzmanlık kadar proses bilgisine sahip olmak da önem taşımaktadır. Bu noktadaki analizlerin mümkünse her iki alanda yetkinliği bulunan kişilerce yapılması gerekmektedir. Ayrıca EVÇED tarafından geliştirilen “sektörel etüt kılavuzları”nın da bu değerlendirmelerde bir rehber olarak kullanılması şiddetle önerilmektedir.

Proses analizinin yardımcı işletmelerin (buhar, fan, pompa, basınçlı hava, motorlar, elektrik sistemleri, vb.) durumu ile birlikte değerlendirilmesi bir başka önemli husustur. Söz gelimi buhar veya basınçlı hava sistem ve hatlarında yapılması düşünülen değişikliklerin proses(ler)i nasıl etkileyeceği incelenmeli, keza proseste yapılacak bir iyileştirme yatırımının da yardımcı işletmelere nasıl bir etkide bulunabileceği ayrıca değerlendirilmelidir.

ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin bir işletmede kurulması bu analizlerin sağlıklı yürütülmesi ve olası verimlilik odaklarının doğru belirlenmesi açısından kritiktir. Pareto prensibi çerçevesinde süreçlerin enerji yükleri bağlamında analiz edilmesi, öncelikli müdahale alanlarının tespiti için faydalı bir yaklaşımdır. Enerji yükleri ile ürün üretim miktarları arasındaki korelasyonunun mümkünse uzun sürelere yayılan geçmiş veriler çerçevesinde ortaya çıkarılması, bunun için tekli veya çoklu regresyonların yapılması, başlangıç adımlarının doğru kurgulanmasına katkı sunacaktır. Teknik analizler sonrasında ortaya çıkarılan verimlilik fırsatlarının -oluşturacakları katma değer açısından- sıralanması ise, olası tasarruf getirisi ve yatırım maliyeti arasındaki dengenin gözetilmesini sağlayacaktır.

Proseste enerjiyi verimli kullanmak için yapılacak hassas müdahaleler, prosesisin tipine ve ürünlerin çeşitliliğine göre değişebilmektedir. Bazen prosesin niteliği, üretimin durdurulmasına veya kısılmasına imkân vermeyen bir nitelik arz edebilmektedir. Bununla birlikte, ISO 50001 çerçevesinde geliştirilecek bir Enerji Yönetim Sistemi, üretim planlamayla enerji yönetimini senkron hale getirecek ve enerji verimliliğinin sürekli biçimde gözetilmesini kolaylaştıracaktır.